Kenti Anlamak

Kenti Anlamak

Toplumumuzda dışarıdan ithal edilen tekmolojiyi, onun kültürel ve politik bağlamını düşünmeksizin, salt fayda sağlayan bir araç olarak kullanma eğilimi baskındır. Modern kenti de geniş anlamda bir teknoloji olarak düşünürsek, yaklaşık 200 yıl önce Batı'dan ithal ettiğimiz kente dair hala tutarlı bir kültür ve politika üretebildiğimiz söylenemez. Dolayısıyla kent ve kentleşme hususunda bir kültür gecikmesi içindeyiz ki, çalışmanın temel varsayımlarından birisi budur. Başka bir varsayım ise kent-birey-toplum-kültür ekseninde etraflıca (tarihsel-toplumsal-psikolojik bakımdan) bir sorgulama yapılmaksızın bu kültürel gecikmenin nedenlerinin anlaşılmayacağıdır. Bu varsayımlar çerçevesinde, kültür gecikmesi farkedilmedikçe yada söz konusu gecikmenin nedenleri analitik biçimde sorgulanmadıkça kente, kentsel yaşama ya da kent kültürüne dair yapılacak her araştırmanın ve tespitin, kullanılacak her yeni kavramın ya da önerilecek her politikanın yüzeysel ve tutarsız olacağı, ülkemizin son 200 yıllık toplumsal ve kentsel gerçekliği ile örtüşmeyeceği düşünülmektedir. Mevcut ikilemelerden sıyrılmadıkça toplumsal ve kentsel çelişkiler devam edecektir. Bu nedenle kent kültürü meselesinde toplumsal gerçeklikler ve rasyonalite çerçevesinde tutarlı olmak zorunluluğu vardır.