Kapat
0 Ürün
Alışveriş sepetinizde boş.
Kategoriler
    Filtreler
    Preferences
    Ara

    Ben’in Yüzleri Kriter Yayınevi

    Yayınevi : Kriter Yayınları
    ISBN :9786258373134
    Sayfa Sayısı :288
    Baskı Sayısı :1
    Ebatlar :13,50 x 21,00
    Basım Yılı :2022
    175,00 ₺
    157,50 ₺
    Bask Romanı Otto Pette İle Puslu Kıtalar Atlası’nın ‘Öteki Ben’ Bağlamında Karşılaştırmalı Bir İncelemesi
    Tahmini Kargoya Veriliş Zamanı: 2-4 iş günü

    ‘Öteki ben’ kavramının genel bir kabulün sonucu insandaki ruh-beden ikiliğinin yanı sıra benzerlik ve karşıtlıklardan doğan ikiliklere duyulan merak ve onları açıklığa kavuşturma ihtiyacı üzerinden temellendirildiği söylenebilir. İlkel toplumlardaki mitler, destanlar, hikâyeler ekseninde ruh inancı düşünüldüğünde ‘öteki ben’ kavramının tarihsel süreç ile değişen ve gelişen toplumsal yapı içerisindeki insan, sorgulanan ve keşfedilmeye çalışılan ‘ben’ doğrultusunda edebî ifadesini de bulduğu anlaşılıyor. Bu konunun odağında Bask yazar Anjel Lertxundi’nin Otto Pette ile İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası romanları kitabın kalbine yerleştiriliyor. Söz konusu eserlerdeki ‘öteki ben’lerin aslında roman kişilerinde belirgin bir şekilde var olduğu anlaşılan güç istenci ve yaşama istemi dolayısıyla ortaya çıktığı üzerinde durularak ‘ben’in kendini keşfetme yolculuğunda öteki bir ‘ben’e duyduğu ihtiyaç ve onunla geliştirdiği ilişki karşılaştırmalı olarak inceleniyor. Ruhun “dünyevi kabuğu”, insan bedeni, ne kadar ulaşılabilir, ölçülebilir ve sınırlı görünse de ruhun kendisinin bir o kadar sınırsız olduğu ve içerisinde sayısız gizemi barındırdığı fark ediliyor. Lewis Carroll “Bir adın mutlaka bir anlamı mı olmalı?” diye soruyor, peki ya bir ‘ben’in mutlaka bir yüzü mü olmalı?

    ‘Öteki ben’ kavramının genel bir kabulün sonucu insandaki ruh-beden ikiliğinin yanı sıra benzerlik ve karşıtlıklardan doğan ikiliklere duyulan merak ve onları açıklığa kavuşturma ihtiyacı üzerinden temellendirildiği söylenebilir. İlkel toplumlardaki mitler, destanlar, hikâyeler ekseninde ruh inancı düşünüldüğünde ‘öteki ben’ kavramının tarihsel süreç ile değişen ve gelişen toplumsal yapı içerisindeki insan, sorgulanan ve keşfedilmeye çalışılan ‘ben’ doğrultusunda edebî ifadesini de bulduğu anlaşılıyor. Bu konunun odağında Bask yazar Anjel Lertxundi’nin Otto Pette ile İhsan Oktay Anar’ın Puslu Kıtalar Atlası romanları kitabın kalbine yerleştiriliyor. Söz konusu eserlerdeki ‘öteki ben’lerin aslında roman kişilerinde belirgin bir şekilde var olduğu anlaşılan güç istenci ve yaşama istemi dolayısıyla ortaya çıktığı üzerinde durularak ‘ben’in kendini keşfetme yolculuğunda öteki bir ‘ben’e duyduğu ihtiyaç ve onunla geliştirdiği ilişki karşılaştırmalı olarak inceleniyor. Ruhun “dünyevi kabuğu”, insan bedeni, ne kadar ulaşılabilir, ölçülebilir ve sınırlı görünse de ruhun kendisinin bir o kadar sınırsız olduğu ve içerisinde sayısız gizemi barındırdığı fark ediliyor. Lewis Carroll “Bir adın mutlaka bir anlamı mı olmalı?” diye soruyor, peki ya bir ‘ben’in mutlaka bir yüzü mü olmalı?

    >