Kapat
0 Ürün
Alışveriş sepetinizde boş.
Kategoriler
    Filtreler
    Preferences
    Ara

    Spor ve Tasavvuf

    Yayınevi : Kimlik Yayınları
    ISBN :9786052345153
    Sayfa Sayısı :138
    Baskı Sayısı :1
    Ebatlar :13.5x21 cm
    Basım Yılı :2017
    160,00 ₺
    136,00 ₺

    Tükendi

    Tahmini Kargoya Veriliş Zamanı: 2-4 iş günü içerisinde tedarik edilip kargoya verilecektir.

    Osmanlı kültüründe çevgen adeta futbol gibiydi ve “Guy u Çevgan” Osmanlılar döneminde yazılmış olan, ilahi aşkı onlatan tasavvufi eserlerin adıdır.

    Osmanlı, sadece çevgen sporuna değil, diğer spor etkinliklerine, bu sporlarla ilgili unsurlara da tasavvufi düşünceleri anlatacak bir derinlik kazandırmış, onlarla bu derinliğe ulaşacak kadar topyekün meşgul olmuştur. Günümüz modern Türk toplumunun ekseriyetinin hayatında ise spor, seyirlik olmanın dışında neredeyse hiç yok, futbolunsa vaziyeti ortada.

    Osmanlı halklarının çoğunluğu, çok çeşitli spor etkinliklerini sadece bedenen yapmakla kalmıyor, onları zihnen ve ruhen de yaşıyorlardı. Modern Türkiye halkları ise sadece zihni ve ruhu işletme konusunda değil, bedeni işletme konusunda da atalarından fersah fersah geridedir. Zira atalar, tasavvuf gibi çok hassas bir alana sadece zihin ve ruhlarıyla değil, bedenleriyle, bedenlerinin süsü olan her türlü vasıta, alet edevatla da girmişlerdi.

    Osmanlı kültüründe çevgen adeta futbol gibiydi ve “Guy u Çevgan” Osmanlılar döneminde yazılmış olan, ilahi aşkı onlatan tasavvufi eserlerin adıdır.

    Osmanlı, sadece çevgen sporuna değil, diğer spor etkinliklerine, bu sporlarla ilgili unsurlara da tasavvufi düşünceleri anlatacak bir derinlik kazandırmış, onlarla bu derinliğe ulaşacak kadar topyekün meşgul olmuştur. Günümüz modern Türk toplumunun ekseriyetinin hayatında ise spor, seyirlik olmanın dışında neredeyse hiç yok, futbolunsa vaziyeti ortada.

    Osmanlı halklarının çoğunluğu, çok çeşitli spor etkinliklerini sadece bedenen yapmakla kalmıyor, onları zihnen ve ruhen de yaşıyorlardı. Modern Türkiye halkları ise sadece zihni ve ruhu işletme konusunda değil, bedeni işletme konusunda da atalarından fersah fersah geridedir. Zira atalar, tasavvuf gibi çok hassas bir alana sadece zihin ve ruhlarıyla değil, bedenleriyle, bedenlerinin süsü olan her türlü vasıta, alet edevatla da girmişlerdi.

    >