Kapat
0 Ürün
Alışveriş sepetinizde boş.
Kategoriler
    Filtreler
    Preferences
    Ara

    Kederin Doğusu ve Suyun Ayak Sesi

    Yayınevi : Islık Yayınları
    Yazar : Sohrab Sepehri
    ISBN :9786059018708
    Sayfa Sayısı :96
    Baskı Sayısı :1
    Ebatlar :12.5x21 cm
    Basım Yılı :2019
    160,00 ₺
    128,00 ₺

    Tükendi

    Tahmini Kargoya Veriliş Zamanı: 2-4 iş günü

    “Bir şair gördüm, seslenirken bir zambağa, ‘siz’ diyordu.”

    Kederin Doğusu & Suyun Ayak Sesi’nde gökyüzünden, yurdundan, bitkilerden, şehirlerden, insanlardan, kuşlardan, çiçeklerden, acılardan, kederden, sevinçten, bilgelikten, aşktan, inançtan, yoksunluktan, yaşamdan, ölümden şiir devşiren bir şairin sesi duyulur. İran’dan taşarak yakın komşulardan uzak kıtalara dek yayılan bir şiirin sesidir bu.

    Ne sen görüyorsun ne de dağ. Bu bağın meyvesi: Keder, keder…
    Dökülsün gam, susamış bir testisin sen. Düşsün çiçek, kokusun sen.
    Bu şevk sarmaşığı, sula onu, gider susuzluğunu. O korku çocuğu, masal anlat, uyut.
    Şu akıl lalesi, kopar sapından. Soldu, olsun. Islandı Tanrı’nın gözü, olsun
    Ve Tanrı senden yukarıda değil. Hayır, daha yalnız, çok daha yalnız
    Eş düzeyde gör yukarıları, aşağıları. Görüneni değil, gizliyi gör
    Bir kanat değil, bir uçuş ayetidir. Kimse yok, bir ses demeti var
    Bir yankı: Kanat çırpıp gitti bir düş. Aheste bir ayak sesi: Bir sırdı, çalıp kapıyı gitti.
    Düşünce: Bir samandı, ahırımıza koydular. Yalnızlık: Nasibimiz kıldılar.
    Bu akarsu, biz daha sadeyiz. Şu gölge, biz daha düşkünüz.
    Ne sen görüyorsun ne de ben. Aç ıslak gözlerini. Ölüm geldi, kapıyı aç.

    “Bir şair gördüm, seslenirken bir zambağa, ‘siz’ diyordu.”

    Kederin Doğusu & Suyun Ayak Sesi’nde gökyüzünden, yurdundan, bitkilerden, şehirlerden, insanlardan, kuşlardan, çiçeklerden, acılardan, kederden, sevinçten, bilgelikten, aşktan, inançtan, yoksunluktan, yaşamdan, ölümden şiir devşiren bir şairin sesi duyulur. İran’dan taşarak yakın komşulardan uzak kıtalara dek yayılan bir şiirin sesidir bu.

    Ne sen görüyorsun ne de dağ. Bu bağın meyvesi: Keder, keder…
    Dökülsün gam, susamış bir testisin sen. Düşsün çiçek, kokusun sen.
    Bu şevk sarmaşığı, sula onu, gider susuzluğunu. O korku çocuğu, masal anlat, uyut.
    Şu akıl lalesi, kopar sapından. Soldu, olsun. Islandı Tanrı’nın gözü, olsun
    Ve Tanrı senden yukarıda değil. Hayır, daha yalnız, çok daha yalnız
    Eş düzeyde gör yukarıları, aşağıları. Görüneni değil, gizliyi gör
    Bir kanat değil, bir uçuş ayetidir. Kimse yok, bir ses demeti var
    Bir yankı: Kanat çırpıp gitti bir düş. Aheste bir ayak sesi: Bir sırdı, çalıp kapıyı gitti.
    Düşünce: Bir samandı, ahırımıza koydular. Yalnızlık: Nasibimiz kıldılar.
    Bu akarsu, biz daha sadeyiz. Şu gölge, biz daha düşkünüz.
    Ne sen görüyorsun ne de ben. Aç ıslak gözlerini. Ölüm geldi, kapıyı aç.

    >