Kapat
0 Ürün
Alışveriş sepetinizde boş.
Kategoriler
    Filtreler
    Preferences
    Ara

    İslam Felsefesi

    Yayınevi : Litera Yayınları
    Yazar : K. El-Rouayneb
    ISBN :9786052023761
    Sayfa Sayısı :960
    Baskı Sayısı :1
    Ebatlar :16.00 x 24.00
    Basım Yılı :2021
    650,00 ₺
    520,00 ₺
    Filozoflar ve Eserler

    Tükendi

    Tahmini Kargoya Veriliş Zamanı: 2-4 iş günü içerisinde tedarik edilip kargoya verilecektir.

    Alanlarında yetkin 28 yazarın kaleme aldığı 30 makaleden oluşan İslam Felsefes: Filozoflar ve Eserler, giriş niteliği taşıyan diğer metinlerden birkaç noktada ayrılıyor. İlkin, bu derlemenin özgün dertlerinden biri olarak, Grekçe felsefe dünyasıyla Arapça felsefe dünyasının terimler, kavramlar ve bunların alımlanışı üzerinden karşılaştırılmasına şahit oluyoruz. İkinci olarak, bu derleme 9.yüzyıldan 20. yüzyıla kadar, yani Kindî’den Allame Tabâtabâî ve Zeki Necib Mahmud’a kadar; Tanrı’nın bilgisinin kapsamından ve felsefece yaşamanın ilkelerinden tutun da Hume’un nedensellik eleştirisiyle uğraşan bir mollaya kadar uzanıyor. Böylece okur “İslam dünyasındaki felsefe”nin veya “İslam hâkimiyetindeki bölgede yapılan felsefe”nin hayali veya varsayımsal sonunu sorgulama imkânı buluyor. Üçüncü olarak, her bölümün yazarı, ele aldığı düşünürün genel biyografik ve çağın entelektüel, siyasal manzarasını sunduktan sonra, incelenen düşünürün bir metnine, genellikle söz konusu düşünürün başyapıtı sayılan metne odaklanıyor. Böylece okura, eleştirel bir gözle didik didik edilmiş bir metnin çözümlenmesi üzerinden düşünürlerin zihin dünyasına giriş fırsatı sunuluyor. Son olarak, metinlerde yer alan uzun alıntıların her biri, çevirmen tarafından özgün dilinden, yani genel olarak Arapça özgün metinlerden çevrilmiş bulunuyor. Derlemedeki metinlerden Arapça yazılmamış olanlarsa istisna kabilinden; Nâsır-ı Hüsrev’in Farsça, Muhammed İkbal’in İngilizce ve Ali Sedad Bey’in Osmanlı Türkçesiyle kaleme aldığı metinler.

    Hakikati güzel görmekten ve nereden gelirse gelsin, isterse [bize] uzak halklardan ve [bizden] farklı milletlerden gelsin, hakikati almaktan çekinmememiz gerekir. Kindî

    İnsan, fertleri birbiriyle uyuşan tek bir kabiledir, zira insan olmaklık tüm insanları birleştirir. Tanrısal kuvvenin süsü tüm insanlarda ve insanların her birinde bulunur ki bu akleden nefstir.

    Yahyâ b. Adî

    Huzurlu evindeki bir koltukta, başı ellerinde oturmuş ve hem bize hem kendine dünyanın gerçekliği hakkında te­fekkür ettiğini iddia eden tip tam bir filozof karikatürüdür.

    Zeki Necib Mahmud

     

    Alanlarında yetkin 28 yazarın kaleme aldığı 30 makaleden oluşan İslam Felsefes: Filozoflar ve Eserler, giriş niteliği taşıyan diğer metinlerden birkaç noktada ayrılıyor. İlkin, bu derlemenin özgün dertlerinden biri olarak, Grekçe felsefe dünyasıyla Arapça felsefe dünyasının terimler, kavramlar ve bunların alımlanışı üzerinden karşılaştırılmasına şahit oluyoruz. İkinci olarak, bu derleme 9.yüzyıldan 20. yüzyıla kadar, yani Kindî’den Allame Tabâtabâî ve Zeki Necib Mahmud’a kadar; Tanrı’nın bilgisinin kapsamından ve felsefece yaşamanın ilkelerinden tutun da Hume’un nedensellik eleştirisiyle uğraşan bir mollaya kadar uzanıyor. Böylece okur “İslam dünyasındaki felsefe”nin veya “İslam hâkimiyetindeki bölgede yapılan felsefe”nin hayali veya varsayımsal sonunu sorgulama imkânı buluyor. Üçüncü olarak, her bölümün yazarı, ele aldığı düşünürün genel biyografik ve çağın entelektüel, siyasal manzarasını sunduktan sonra, incelenen düşünürün bir metnine, genellikle söz konusu düşünürün başyapıtı sayılan metne odaklanıyor. Böylece okura, eleştirel bir gözle didik didik edilmiş bir metnin çözümlenmesi üzerinden düşünürlerin zihin dünyasına giriş fırsatı sunuluyor. Son olarak, metinlerde yer alan uzun alıntıların her biri, çevirmen tarafından özgün dilinden, yani genel olarak Arapça özgün metinlerden çevrilmiş bulunuyor. Derlemedeki metinlerden Arapça yazılmamış olanlarsa istisna kabilinden; Nâsır-ı Hüsrev’in Farsça, Muhammed İkbal’in İngilizce ve Ali Sedad Bey’in Osmanlı Türkçesiyle kaleme aldığı metinler.

    Hakikati güzel görmekten ve nereden gelirse gelsin, isterse [bize] uzak halklardan ve [bizden] farklı milletlerden gelsin, hakikati almaktan çekinmememiz gerekir. Kindî

    İnsan, fertleri birbiriyle uyuşan tek bir kabiledir, zira insan olmaklık tüm insanları birleştirir. Tanrısal kuvvenin süsü tüm insanlarda ve insanların her birinde bulunur ki bu akleden nefstir.

    Yahyâ b. Adî

    Huzurlu evindeki bir koltukta, başı ellerinde oturmuş ve hem bize hem kendine dünyanın gerçekliği hakkında te­fekkür ettiğini iddia eden tip tam bir filozof karikatürüdür.

    Zeki Necib Mahmud

     

    >