Işık Üniversitesi Yayınları'nın Uğur Tanyeli tarafından yazılan ve fotoğrafları Cemal Emden tarafından çekilen yeni kitabı “Mütereddit Modernler: Schmitthenner / Pikionis / Fathy / Eldem / Correa. Dünyada ve Türkiye'de Mimar İdeologlar” yayınlandı.
Kitap, modernitenin içinde konumlanarak moderniteye eleştirel yaklaşan sayısız düşünsel yaklaşımdan birini, Uğur Tanyeli'nin adlandırmasıyla “mütereddit modernlikler”i mimarlık özelinde ele alıyor. Dünya tarihi boyunca sadece modernite kendi muhaliflerini meşru ve olağan sayan bir düşünce rejimi üretti. Mütereddit modernler de o muhaliflerden bir grup. Modern dünyada bilginin sabit olmadığı gibi, tekil bir doğru da tanımlamadığı fark edilince, eskiden öyle olduğuna ama kaybedildiğine inananların oluşturduğu bir eleştiri cephesi ortaya çıkacaktı. Onlar yitirildiğine inandıkları o eski “güvenilir” ve “sağlam” bilgi evrenini özlediler, çünkü modernliğin dağıttıkları ve çoğullaştırdıkları konusunda tereddütleri vardı. Hala da bu tereddüdü dile getiren, o eski disiplinli geçmişi özleyen ve böyle bir çizgide düşünenler var. Onlar o yitik, ama gerçek olmaktan çok farazi nitelikte olan mimarlık cennetini ihya etmeyi denediler, deniyorlar.
“Mütereddit Modernler” kitabı, bu cephenin mimarlıkta nasıl kurulduğunu bir grup önemli mimarın inşai, tasarımsal ve düşünsel eserlerini tartışarak anlatmayı öngörüyor. Ele alınan mimarlar müteredditlerin dünya genelindeki çeşitliliğine işaret etmek amacıyla, Almanya (Schmitthenner), Yunanistan (Pikionis), Mısır (Fathy), Türkiye (Eldem) ve Hindistan'dan (Correa) seçildi. Geniş müteredditler cephesini birbirinden çok farklı toplumsal ortamlarda tartışmayı amaçlayan kitap, 20. yüzyıl başlarından bugüne uzanan süredeki mimari tereddütleri ele alıyor ve güncel tereddüt imkanlarının neler olduğunu sorguluyor.
Kitabın içerdiği fotoğrafların tümü Cemal Emden tarafından özel olarak Hindistan'dan Mısır ve Almanya'ya uzanan bir coğrafyada çekildi. Dolayısıyla, “Mütereddit Modernler” eksen aldığı kuramsal ve ideolojik tartışmaları, tereddüt beyan eden o mimarlık ürünlerinin tasarımsal kalitesini ikinci plana atmaksızın gündeme taşımayı deniyor. Dünyada ve Türkiye'de yüzyılı aşkın süredir yapılan tartışmalara yeni bir gözle bakmayı amaçlayan bu çalışma, odaklandığı bir grup mimardan çok daha fazlasını ilgilendiren küresel bir sorunsalı irdeliyor.